DİĞER
K24'te Ağustos ayının ilk vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
Lucia Berlin, soyadında taşıdığı şehrin bugünkü hali kadar renkli bir yazar. 40’ı aşkın öyküden oluşan Temizlikçi Kadınlar İçin El Kitabı, ekonomik krizdi, pandemiydi derken, eski düzenin altüst olduğu bugünlerde sınıf meselesine kafa yormak için bir fırsat daha sunuyor okuruna.
"Mavi Anadolu içinde Azra Erhat’ı Balıkçı’dan ziyade Eyüboğlu’na yaklaştıran bir özellik, püritanizme varan ölçüde didaktikliğidir. Erhat, kitaplarını bir öğretmen edasıyla yazdığı gibi, okurunu da çok zaman öğrenci yerine koyar. Çalışkan öğrenci-titiz öğretmen ısrarı onda derin bir ahlakçılığa yol açar."
"Temizlikçilik, görünmez olduğu kadar duyulmaz ve okunmaz da bir iş koludur. İtiraf etmeliyim, Türkçe literatürde bir temizlikçiye nadirattan rastlanması, Lucia Berlin’in kitabını benim için daha kıymetli kıldı."
“Otokurmaca genelde birinci tekil kişi ağzından yazılır. Berlin de hemen her hikâyesinde bu bakış açısını kullanıyor ama buna ek olarak başka birini öykünün kahramanı yapıyor ve böylece yaşam koşullarını daha geniş bir çevreden görme şansı veriyor okura. Bir tek bakış açısına hapsolmuş hissetmiyoruz kendimizi, Amerika’nın yoksul ve bohem kesimini geniş bir perspektiften görme şansı buluyoruz.”
Zülfü Livaneli: "Bu romanda dengeyi kaçırmamaya çalıştım. Az ve öz bir anlatım olmasına gayret ettim. Yazdığım bazı bölümleri sonradan çıkardım. Bir de anlatıyla arama mesafe koymaya uğraştım. Zaten konu ağır, dram halindeki insanı anlatıyorum; bir de duygusallık katsam melodram olurdu."
“Provayı sevmezler, ama şarkı söylerler, Korospular böyledirler, tizlere çıkamadan şişerler, İlle Korospu olsun, ister detone olsun, Korospular böyledir, her ne olursa olsun.” Deniz Koloğlu, şarkıları Lubunca sözlerle yeniden yorumlayan kuir feminist koro Korospular'ın üyeleriyle söyleşti…
Doğada Oyun ve Sanat Kampları’nda sanatçı ve sanat eğitmenleri Yasemin Erdin Tavukçu, Yeşim Tezgören ve Zeynep Cin çocukların oynayarak, çizerek, şarkı söyleyerek, dans ederek, bitkilere dokunarak, ağaçlara sarılarak doğaya, kendi doğalarına yakınlaşmalarına vesile oluyorlar. Pandemi sebebiyle ara verdikleri kamplarının muhteviyatını ve çocukların kendilerine sağlanan özgür ifade alanlarıyla nasıl da sağlıklı yetişkinliklere adım atabileceklerini konuştuk.
Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın 1939'da çağımızın bir eleştirisi olarak kaleme aldığı unutulmuş öyküleri, daha doğrusu aynı öykünün iki ayrı versiyonu: “Otomatik Adamlar Fabrikasında Bir Saat" ve "İnsan Kralı"...
“Öteki” olmaya karşı çıkarken baskın kültürü sorgulayacak mıyız, kendi sesimizi duyurmak için farklı yollar deneyecek miyiz yoksa buna ayak mı uyduracağız?
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık